20 Mayıs 2011 Cuma

nomesanctus

cehennemden sıcaktı tutkumuz
ve cennetin üzerindeydi mutluluğumuz

an gelir kaybolurduk su damlalarında
an gelir var olurduk rüzgarın şarkılarında

bir yudum şarabı paylaşırdı dudaklarımız
sarmaş dolaş olurdu sarhoş ruhlarımız

derken...

bir sabah...

uyandım...

gözlerine baktım...

çıldırdım!

gülümseyen yüzünde donuk iki beyaz hale
hangi tanrı çaldı mavilikleri söyle!
ellerini tutmamışım gibi bütün gece
neden soğuklar, nasıl üşüyorlar böyle !

saçlarını okşadım...

kalbine süzüldü gözyaşlarım...

kanlar içinde sokuldum yanına
geride son bir gülümseme bıraktım
aslında bunu hep biliyordum
senle sonsuzluğa sonumuzda kavuşacaktım..

15 Mayıs 2011 Pazar

kuytu

"gözüm tutmadı bu uykuyu
 rüyadan çok yalandı sonu"

beceriksizce sarılmıştı halbuki
sanki ilk kez kabus görür gibi
yavaş yavaş açarken gözlerini
perdeledim dudaklarının güzelliğini
işte o zaman anladı terk edildiğini

"uyuduğumu sanırdı gece
 bense sadece rol yapardım
 gündüze mahçup düşmesin diye"

çarparken kapıyı kanlar arasından
bir gülümseme fısıldadı sanki ardımdan
ölüm galiba böyle birşeydi
ne zaman geldiğini ne katil
ne aşık bilirdi..
ve ne zaman biteceğine aşkın
sadece ölüm karar verirdi

"gülümsedi arkasından ruhum
 nasılsa cehennemde görüşecektik
 ve ölü yüzüme yansıdı huzurum
 evet..ikimizde katildik"

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...