23 Nisan 2024 Salı

O ve Fazlası

Yalnız kalmıştı,
Biraz da yılmıştı.
Sonbaharın renkleriyle,
Saçlarını boyamıştı.

Hayalleri vardı
Kimsenin anlamadığı
İnsanların rüya dediklerine
O dudaklarını kıvırırdı

Fazla konuşmazdı
Ama çok şey anlatırdı
Sesinde akan o nehre
Kim bilir kaç hayat kapılmıştı

Yanımdaydı
Bir yanım onda kaldı
Görüşürüz derken o gece
Görmediğim her sabah canım acıdı 







16 Nisan 2024 Salı

uyku

Bir nehir kenarında
Hafif nemli çimler
Sarılırken narin vücuduna
Uzanmış
İzliyorsun yıldızları
Damlalar dokunurken parmak uçlarına
Ay ışığı saklanıyor saçlarına
Gülümsüyorsun

Derken
Şaşkın bir bulut geliyor
Neredeyse kapatacak gökyüzünü!
Utanmasa düşürecek yüzünü
Fırtınalar kopmasın diye kalbinde
Bir rüzgar esiyor bulutun peşinde
ve sürüklerken onu uzak diyarlara
Bir kaç damla düşüyor yanaklarına

Öyle ya!
Kendini feda etti rüzgar
Dudaklarınla kulakların arasında
Bir fısıltı olmaktı niyeti
Ancak
O gölgenin yüzüne düşmesini seyredemezdi 
Bazen sevmek, gitmek demekti...

Şimdi
Yine akıyor nehir
Yine parlıyor yıldızlar gözlerinde
ve sen yine 
Gülümserken muhteşem gülümsemenle
Yavaş yavaş uyuyorsun
Uzaklardan bir esinti geliyor
Rüyalara uçuyorsun

13 Nisan 2024 Cumartesi

köprü

İhtişamlı bakışlarının ardındaki sır
Yıldızlara fısıldadığın o sözler mi?
Öyleyse paylaş benimle de sırrını
Gözlerinde bir an parlamak, kül olmaya değmez mi?

Ruhunla tenin arasındaki okyanusta
Adına kalp dedikleri ülke beni ister mi?
Öyleyse "gel" de atlayıp geleyim en korkunç fırtınalara
Kalbinde bir dakika soluklanmak, bir ömür boğulmaya değmez mi?

Sesinde saklanmış ilkbahar havası  
Adımı söylesen bu kara bulutlar gider mi?
Öyleyse nefesim değsin nefesine bir gece vakti
Senin sesinden duymak hayatı, yaşamaya değmez mi?

11 Nisan 2024 Perşembe

bayram geldi bu akşam

Bugün bayram
Ve sen bugünden bile daha güzelsin
Cennetin kapısını çalsam
Verecekleri şekere benziyor gözlerin

Bugün bayram
Ve sen benim en tatlı hediyemsin
Yıldızları harçlık olarak toplasam
Üstüne bir de güneşi katsam
Yine de etmez bir parça tenin

Bugün bayram
Ve sen en nadidesisin çiçeklerin
Milyonlarca gül toplayıp içinde uyusam
Yine de çıkmaz senin tek bir dudak izin




9 Nisan 2024 Salı

koku

yine gecenin karanlığı düştü toprağa
yine bekliyorum o topraktaki mezarın başında
birkaç tane gül bir de menekşe bıraktım bu sefer
biraz da izmarit, yakışmasa da yanlarına
çok yakışırdı duman, senin gülen dudaklarına

sevdiğin o hikaye kitabını da getirdim bu sefer
sanki sonsuz uykudan geçebileceksin gibi rüyalara
okuyorum sayfalarını fısıltıya boyalı bir umutla
sevdiğin şarabı açıyorum bulutlar kaybolup ay açınca
bir yudum alıp gerisini döküyorum toprağa
ve yalvarıyorum
en azından tek bir damlasını ulaştırsın diye sana

saatler geçtikçe yeniliyor gözlerim yaşlara
hafifçe kıvranıp uzanıyorum yanına
senin kokunla uyumak yetiyor artık
ihtiyacım yok yaşamaya
sadece bir şişe şarap, birkaç izmarit
biraz da çiçek yetiyor nefes almama

5 Nisan 2024 Cuma

terk-i diyar

ben de isterdim
gökyüzüm mavi
çayım keyifli
sevdiklerim yanımda olsun

hastayım
nasıl anlatayım
gözlerimdeki perde
örterken mavilikleri
ciğerlerimi yakıyor
çayın demi
bir sigara yakıyorum
ölüyorum
terk ettiğim sevdiklerim değil
diyarın kendisi

zar zor nefes alırken
nasıl gülebilirim
böyle somurtkan olmayı
ben de hiç istemezdim

ama
adım adım ilerlerken sonuma
ve biliyorken
asla ulaşamayacağımı sonsuzluğa
sana
nasıl inanabilirim
gün gelip ellerini tutacağıma 
yaşlanarak yaşayacağıma

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...