yalnızlık kolaydı
güneşin sessiz vedasıyla
gökyüzü perdelerini kapatınca
ağzımda ucuz bir sigarayla
alkışlardım bu koca hiçliği
ne kadar beğensem de
asla özlemeyeceğim saatleri
eskiden yalnızdım
yalnızlığı yazardım
bazen güzel bir kadının gidişinde
bazen siyah beyaz bir filmde
ama en çok da titreyen ellerimde
yalnızlığın nasıl dokunduğunu anlatırdım
sonra bir kadeh şarap alıp
onun şerefine kaldırırdım
öyle ya
kimse yokken yanımda
yalnızlığım vardı
belki dar ağacında asılıydı
belki de sağırdı
ama biliyorum
o hep başucumdaydı
şimdi
yine yokluk kol gezerken hayatımda
artık yalnız değilim
beterim
artık sensizim
geldiğin gün terk edildim
ya da aldattım yalnızlığı
artık umurumda değil
alıştığım hiçliğin dışındayım
önceden de nefes almayı sevmezdim
ama şimdi yanıyor ciğerlerim
ama şimdi yanıyor ciğerlerim
iki dakika seni görsem
mutlu olacak gibiyim
sanırım delirdim
ondan bu aşık hallerim
belki de yalnızlığı hiç hak etmemiştim
nihai kaderim sendin
belki de
ben ikinizin arasında
birbirinize atıp durduğunuz
akılsız bir oyuncaktan ibarettim
yine de
seni tanımayı
milyarlarca yıldıza
veya ömürlük yalnızlıklara değişmezdim
sen tanrıçam
ışığım
sen umudum
yok oluşum
seni senden uzakta
yalnızlıktan bile uzakta
çok ama çok seviyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder