seni sevmiyorum
gözlerine bakmıyor
sesini duymuyorum
rüzgar, omzuna düşen tozları
yağmur, bardağından kalanları
melekler, adını bana taşır diye
korkuyorum
seni sevmiyorum
ruhunu hissetmiyor
tenine dokunmuyorum
masallar, mutlu son diye uykularını
şiirler, sana kafiyeli yalnızlıkları
şarkılar, saçlarındaki yıldızları sorar diye
kaçıyorum
seni sevmiyorum
sana tapıyorum
gözlerim değerse gözlerine
yakarım gözlerimi cehennem ateşiyle
dayanamam başka bir çift renk görmeye
sesini dinlesem... yeter bir an bile
keser atarım kulaklarımı
başka bir ses değmesin diye
tozun, toprağın düşerse üzerime
gömülür bedenim mezarların en şehvetlisine
veya içmeye tenezzül etmediğin
bir damla su düşerse göklerden üzerime
dönüşürüm bir anda insanların en temizine
taşırsa melekler adını harabe zihnime
öldürürüm onları, gözümü bile kırpmam
cennetin bile haddine değil
ismini karanlığıma sürümeye
seni sevmiyorum
sana delicesine tapıyorum
ruhun bir sanat eseri
teninde çalınıyor aryalar
ben kendi derdinde bir kürek mahkumu
duyduğum tek ses pişmanlık ve kırbaçlar
seni sevmiyorum
haddim değil!
sana tapıyorum
senden başka bir ihtimal kutsal değil
sen sonsuzluksun,
üç elmaya biten masallar benden uzak olsun
sen daha yazılmamış o en güzel şiirdeki aruz'sun
karanlık dizeler bende dursun
sen nakaratına yıldızlar dolanmış şarkıların yazıldığı umut
saçlarındaki notalara dokunan huzursun
..
seni sevmiyorum
sana tapıyorum