28 Mayıs 2015 Perşembe

Hayaller önemli...

...ancak hayal kırıklıkları daha önemli sevgili boş sayfa, yahut bunu okuyan biri varsa o. Yaşamın bir döneminde rüzgarın değmediği bir parçana, usulca sokulup "hayal kurmaya gerek yok," demiş olabilirsin. Hatta uykuya dalamamanın (peeh!) sebebini de bu hayalleri geride bırakıp yatağa öyle girmenin dışında binlerce kırık gerçekte aramış da olabilirsin. Ama şimdi biliyorsun ki boş bir kabuk parçası değiliz. Sen fiziksel olmaktan  uzak, boş bir sayfa olmayı bile becerememişken nasıl bir kabuk olacaktın ki zaten ! Neyse, ben kendime dönsem iyi olacak. Bugün uzun süredir kurduğum hayallerimin bir ayağı yerle bir oldu. Eğer zaten güvenmediğim bi'şey yıkılsaydı çok da umursamazdım açıkcası, ama darbe öyle bir noktada çatlak oluşturdu ki tuzla buz olmuş tonlarca hayalin bir anda üzerime doğru geldiğini hissettim. En kötüsü de kaçabileceğim bir nokta yoktu. İnsan hayal kurarken,  genellikle bir çıkış kapısı da düşünmeyi hayal edemiyor. Evet saçma, ama benim o an içine düştüğüm durum kadar saçma olamaz. Elimde telefon, hayal kırma timinin yolladığı mail'i algılamaya çalışrıken kafamda aniden bir şarkı belirdi. Bkz:



O anda düşündüğüm tek şey "Neden?" sorusu oldu. Şebnem Ferah candır evet ama neden "yeniden doğup gelsem" diyor yetmiyor üstüne "çocuk kalır büyümezdim" gibi ana babaya zûlmedici kabuskâr laflar ediyor. Kafamda bu düşünceler içinde zamanı öldürürken değil, baya baya süründürürken yıllar önce bir çöp kutusuna attığım ampülün yerine taktırdığım, güneş enerji panelli uht-v380 radyasyon ışıltıcı birden bire yandı. Kısaca söylemek gerekirse aydınlandım .

Spor salonuna bir kez gitmiştim, (merak etme aydınlanmamı anlatıyorum konudan sapmadım) ve amacı anlayamadığım için bir kez de çıkmıştım. Yani o gün ilk ve son günüm olmuştu. Bana göre değildi, güçlensem ne olacaktı etrafımda kavga etmeye meğilli hiç insan yoktu ki. Kavanoz kapaklarını açabilen, on litrelik suyu rahatlıkla taşıya bilen bir insanın spor yapmasını gereksiz bulup eve gidince bir daha orada olan hiçbir şeyi hatırlamayacağımı düşünmüştüm. Ama benim aydınlanmam sırasında o eski hatıra dolu bir kaç saat de gözümde canlandı.


Şu an sizin güzümüzde canlananlar ile aynı işte. Ağırlıktan ağırlığa koşturup duran insanlar (kardio yapanların bu yazıda yeri yok). Kimisi kendisini iyi hissetmek için güçleniyordu, kimisi bağımlı olmuştu, kimi de jigolo olmanın derdindeydi (yalan yok şahitlerim var) Peki ben bu hayallerin altında ezik ezik kalacak mıydım? Benim neyim eksikti ? Şu ana kadar eksik kalan tek şey hayaller olmuşsa bile artık onlara da sahiptim Hem de en ağırından, hem de can acıtan tür o büyük hayallerden.Birkaç saat sonra güçlenmeye başladığımı hissetmek beni şaşırttı.Üzerimden atamıyorum henüz ama en azından onlara dayanacak , hatta ara ara hafiften kaldıracak güce eriştim. Tahmini yaşam çizgim nedeniyle bir kez daha aynı durumla karşılaşacağım çok net. Bu halde yapabileceğim güçlenmek, bir şeyler başarmak istiyorum,Daha doğrusu istediğim bir şeyi başarmak istiyorum. Bunu hayal etmeden başaramam, bunu o hayallerin altında defalarca ezilmeden başaramam.Bunu o hayal kırıklıklarını tek tek üzerimden attığım gün başaramasam da bir gün sonra, bir ay sonra en fazla bir yıl sonra hadi olmadı on yıl sonra başarmak üzere kendimle anlaştım. Olmasa ne olur ? Hazırlıklı olacağım için hiçbir şey olmaz.

Hiç yorum yok:

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...