27 Eylül 2018 Perşembe

china town

sessizliğe sığındığım o ülkede
bir "merhaba" ya muhtaç haldeyim
çöpten topladığım kitaplarda
bir film afişinin alt kısımlarında
güzel bir kadının etiketinde
okuduğum yalanlara inanmak ister haldeyim

oylama yapalım mı sevgilim
hangimiz gözlerini kapatsın
hangimiz önünde uzanan yollara düşsün
hangimiz o son damlayı yudumlasın
hangimizin ruhu bir resim çerçevesinde saklansın

inancım gereği sevmek zorundayım seni
uzak bir gelecekten gelen 
kısacak ömrün son günleri gibi
ellerimde atan kalbimin sıcak atışları
adım adım ilan ederken her şeyin bittiğini
kara kızıl bir ormanın gölgesinde kutluyorum 
geri kalan günlerimi




24 Eylül 2018 Pazartesi

..........

uzaktan bakıyorum sana
çok...ama çok uzaklardan
masmavi bir denizin
karanlık derinliklerinden
anıyorum ismini

kimsesiz bir ilkbaharda
tutmak isterdim ellerini
kaybolmak istanbul sokaklarında
evinden bir kaç adım aralıkta
hani istemezsek hiç varamayacağımız
yalnız çiçeklerini sulamak için
baş başa kalacağımız o sokakta

uzaklardan bakıyorum sana
parçalıyor aklımı rüzgar
deliliğe bir dudak boyu mesafedeyim
başına buyruk atlar gibi
adını haykıra haykıra
ölmek istiyorum bir dağ başında
seni tanımayan bir medeniyet
cehaletin başkentidir aslında..... 



16 Eylül 2018 Pazar

bir parçam

bir zamanlar
hislerim vardı
onlar benim gün ışığım
onlar benim karanlığımdı

sözlük anlamını bilmezdim mutluluğun
yada resmini çizemezdim huzursuzluğun
ama yaşardım
yaşadıkça da iyi kötü bir tat alırdım

sonra
zamanla
birer birer kaybettim
önce anılarımı
sonra duygularımı

o yüzden ki
ne sizin kadar isyan edebiliyorum rüzgara
ne de gülümseyebiliyorum
kulaklarımı ağrıtan kahkahalar arasında

kendimce iyi kötü birkaç kavram uydurdum
onlara uyup gidiyorum
artık uyanmayacağım o güne kadar
sadece uyumayı planlıyorum

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...