5 Ocak 2020 Pazar

mürekkep

aşk, iki nefesin karşılaşması değildi
sonsuza kadar sürecek bir ıstırap rengi
ve işkence izlerinin mükemmel bir portresiydi
her gece parça parça kanayıp
her sabah dirilmekti
için ölse de ölemezsin
ölümden aciz bir bedenin
tek sahibine aşıksan
ancak yaşadığına inandırabilecek kadar gerçek birisin
dem dem uyuşurken geleceğin
"keşke" diyemezsin
bir kere aşkın köpekliğine soyunduysan
bir daha ne insanları, ne de kendini
sevemezsin

501

sarmaşıklar dolanmış
çıplak ayaklarına
toprak ve deniz süzülüyor
düşlerinin kıyılarında

tatlı bir sabah kahvesi gibi
kıvrılmış dudakların
muzipçe saklanıyor parmaklarının ardına
fısıldıyorsun usulca

"insanlar iyi değil,
yalan söyleme bana
ölüm bir kurtuluş değil, biliyorum
yine de artık saklanmak istiyorum"

ve kayboluyorsun usulca
tüm o savaşların arasından
bir rüzgar olup geçerken
dokunduğun kalpler ısınıyor son defa

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...