ufak bir çatlakta unutmuştum kimliğimi
umursamamıştım
uzun bir yolculuk olacaktı benimki
hangi mevsimdi?
hatırlamamak ve umursamazlık arasındaki
o lanet çizginin hangi rengiydi?
yoksa sadece yağmur mu geçiştirmişti
ya o hangi durakta inmişti?
şimdi acı ve kırmızı bir tutkunun
çatlak ve kuru dehlizlerinde
üstüme bol gelen bir gömlek
altında en natürmort ruh halimle dolanıyorum
keşfedilecek yalnızlıkların neşesi
yalnız bırakılmış keşiflerin endişesiyle
akıl sağlığımı uçtan uca geziyorum
geçtiğim her durakta da
işte böyle bir parçamı bırakıyorum
bir gün arkamdan gelip ellerimi tutacağına inanmasam da
inançlarımın yersizliğine güveniyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder