25 Aralık 2011 Pazar

kırmızı parfüm





iğrenç kokuyordun
yanına uzandım
ölmüştün
aşıktım
kıpkırmızı bileklerin
bembeyaz gözlerin
durmuş kalbin
ve yaşayan bir sevgilin vardı artık
en son tavana bakmışsın
bi bok yoktu ki orda
istediğin süsleri bile asmamıştım hala
acaba buna mı kızmıştın
sağ gözümü oyduğunda
işe yaramıyordu aslında ama
yine de acımıştı 
ruhumun acıdığı gibi şu dakka
ne garip değil mi
sevmiştik bir zamanlar birbirimizi
tükürmüştük dudaklarımıza
öpüşmeyelim dediğimiz akşamlarda
sen gözümü oymuştun
ben kahve koymuştum
oturup ağlamıştık halimize
bi bok yoktu aslında ortada
tavanda farklı bir biz mi görmüştün yoksa
iğrenç kokuyordun
ilişkimizi ne de güzel anlatıyordun
yanına uzandım
uyuyup kaldım
uyanmadım 
öyle kaldım
görmeye gelenler
gömmeye götürdüler bizi
ve biz son kez seviştik
kurtlar yerken cesetlerimizi

4 Aralık 2011 Pazar

sevimsiz başlangıç sevimli son

son değilsin
başlangıç değil
beden değilsin
ruh değil

yağmur değilsin
güneş değil
ışık değilsin
karanlık değil

çiçek değilsin
böcek değil
şair değilsin
şiir değil

hüzün değilsin
neşe değil
gökyüzü değilsin
deniz değil

sen
sadece sen'sin

sonun olduğu yerde başlangıç olur
kötülüğün başladığı yerde beni korur
ellerini tutamazken kalbe dokunur
bedeninde ruhumu kavurursun

ıslanmıyorum sana koşarken yağmurda
yanmıyor ellerim artık sıcak sularda
güzelliğin bir başka karanlıkta
ve karanlık hiç yok sanki uyurken kollarında

batmıyor ellerime dikenler ellerini tuttuğumda
kanamıyor gözlerim sana baktığımda,
zerhir dolanmıyor aşıkken ilk defa kanımda
okudukça duygularını satır satır parmak uçlarında
lanet ediyorum aşkı küçük gören şiirlerin yazıldığı anlara

ve bilirsin keyifsiz olurum bazen
işte ne güzel yetişiyorsun o zaman
geri geldiğinde gülümsemem
anla..mutluluktur hüzün yanında yaşandığı zaman

sen
sadece sen'sin
hem hiçbirşey
hem de herşeysin..


15 Kasım 2011 Salı

uykusuz hüzün

sessizdim
belki biraz fazla
ben böyle iyiydim
sen anlamasanda
aslında
hep senden bahsederdim
geveze gözyaşlarımda

üzgündüm
artık hüznüm daha fazla
sen daha neşeliydin
ben olmadığımda
sanki
ben gideceğini hep bilirdim
sen saçma bulur gülerdin
ben bildim
yine de kazanan sendin

uyumazdım
dayanamazdım kabuslara
şimdi umursamıyorum
aslında ben
kabus oluyorum
uykusuzların hayatlarına
ve masallar anlatıyorum
tanrının terk ettiği çocuklara
ve şiirler yazıyorum
şeytanın kucakladığı aşklara

6 Kasım 2011 Pazar

bir

ben yaşıyordum öyle
kendimden uzak,ama hep kendi halimde
ne bir beklenti vardı gönlümde
ne de bir damla ışık gökyüzümde

ben yazıyordum öyle
kötüydüm, yalnızdım kelimelerde
ne bir umut vardı gözlerimde
ne de seni mırıldanırdım sözlerimde

sonra yine
ben oturuyordum öyle
mekan dünya, zaman değmiş akrebe
güneş doğmuş, gün dolaşmış maviye
yanımda bir sen, aşk düştü gönlüme
nefesini hissettim sigaranı üfleyince
bir damla sevda düştü gözümden o nefeste
diktim rakıyı bir seferde
aşk tercümesiz bir dil kaldı hislerime
ve ben anlamsız kaldım sensizliğime

bu hayat sendin
ben yaşadığımı sanıyordum öyle
meğer yaşıyormuşum öylesine
bir parçam sen bir damlam sen
bir gülümsemem sen bir gözüm sen
bir ay biterken
bir ömür sen
çeyrek asır boşunaymış
zaman dediğin seninle yaşanırmış
kalp senin olduğun yanımda atarken
aylar bir
yıllar bir
biz bir olmalıymışız

bir ömür yetmez ben seninle sonsuzluğu kutluyorum
bu kelimeleri unutursan diye kısaca yazıyorum
herşeyin özeti..seni seviyorum

28 Eylül 2011 Çarşamba

patik

neden duvarlara bakıyorsun
seni görmek için
ben orada yokum
sen orada yoksun
o zaman neden
seni görmek için
anlamıyorum
seni görmek için sana bakmak mı gerekiyor

neden tek başına kalıyorsun
seninle olabilmek için
ben yokum ama, biliyorsun
çok uzaktasın
çok uzaktayım
hiç gelmeyeceksin
hiç gelmeyeceğim
yoklukta yokluğun hissedilmesin
hissetmiyor musun
belki bi gün gelir biri
belki ben gelirim yanına
belki sen gelirsin yanıma
gelmeyeceğim
bu yüzden mi beklememem gerekiyor..saçma

neden beni hala seviyorsun
seninle konuşmayı seviyorum
yıllardır konuşmadık, biliyorsun
tek başıma duvarlara bakıyorum
ya sonra
sonra seninle konuşuyorum
kendi kendine bu sözler biliyorsun
seninle sohbet etmek için, bedenin mi gerekiyor

17 Eylül 2011 Cumartesi

sen

öyle güzeldin ki kadın
seni sevmeye kıyamadım
sen ufacık bir kalbe hapsedilmeyecek kadar
büyük bir aşk olmalıydın

öyle narin di ki bakışların
sana bakmaya hep utandım
yanından geçip giderken
en güzel sözleri
hep rüzgarlara fısıldadım
sen kelimelerimin yersiz kaldığı
içinde sadece "hayat" yazan bir kitaptın
öyle güzeldin ki kadın, seni sevmeye kıyamadım..sen ufacık bi kalbe hapsedilmeyecek kadar büyük bir aşk olmalıydın...

8 Eylül 2011 Perşembe

zamansız

aslında hep seni anlatmaya çalıştım
suskunluğumda bile sen vardın
bu gece..kapanırken gözlerim son kez
söz, ölüme seni anlatmaya hazırım

beni bulduklarında kıvrılmış dudaklarım
ve kanayan rüyalarımda herkes seni görecek
herkes seni sevecek, sana gidecek dualarım
sana bir tapınak olacak sade mezarım

ben yağmur olmayacağım,
ben hep haykıracağım
sonra anlayacaklar
cehennemde seni anlatıcaklar
içimdeki ateşi gördükten sonra
o sefil şeytan bile ağlar

3 Eylül 2011 Cumartesi

yeşil şarap olur mu dedim
ne saçmalıyorsun dedi
gözlerin ağlamaktan kıpkırmızı olmuş dedim
gözlerim yeşildi dedi
yıllandıkça güzelleşir dedim
sonra hep sustuk
sonra şarap bitti
sonra o gitti

28 Ağustos 2011 Pazar

istesem iyi bile olabilirdim


istesem iyi bile olabilirdim
.
.
gülebilirdim uyandığımda
sebepsizce bakarken sokağa..
topun peşinden koşan çocuk
ve çocuğun peşine düşen kedi olup
bir anda varabilirdim tanrıya
istesem mutlu olurdum
hiç çıkartmazdım kulaklıklarımı
uzatırdım ayaklarımı
telefonda anlamsız ve kısa mesajlar
hayatımda anlamsız ve kısa aşklar
çok güzel şeyler söyleyebilirdim sana
ona
veya bi başkasına
ne gereği vardı ki ama
sonunda ölmeyecek miyiz
gömmeyecekler mi seni seviyorum dediğim
ellerini ilk tuttuğum o sohbaharda
o ayak bastığımız toprağın altına
istesem iyi bile olabilirdim
ama yetmezdi ki sana
istesem kötü bile olabilirdim
ama kıyamazdım ki sana
istesem seninle olabilirdim
ama inanmazdın ki bana
istesem sensiz olabilirdim
ancak inanmasaydım sana

27 Ağustos 2011 Cumartesi

dinle


müzik dinlemek istiyordu
yaşamayı özlüyordu
uykusunda haykırıp
uyandığında susuyordu
gri dünyasına kapanıp
kızıl saçlarını tarıyordu
o kadar güzel gülüyordu ki
kimse gözlerindeki yaşları görmüyordu
şarkı söylemek istiyordu
elleri ceplerinde
bir eylül gecesi sakinliğinde
gitmek istiyordu
rüzgara karışan düşlerini
hayatına karışan kederini
arkada bırakıp ne varsa kendine verdiği
uzaklaşmak istiyordu
kendini uzaklarda bulacaktı..biliyordu
sonra yorgunluğa dayanamıyor
ve bir gece daha diyor..uyuyordu
bu sefer..bu gece..güzel..umuyordu
uyanıp aynada kendine baktığında
yaşamak değil, gülmek değil, aşk değil
sadece müzik dinlemek istiyordu

15 Ağustos 2011 Pazartesi

zaten...


evet kadın..çirkinsin
muhtemelen kötü birisin
hatta işe yaramazın tekisin
zaten hep bişeylere üzgünsün
aslında biraz da kafayı üşütmüşsün
bir tek kırmızıya düşkünsün
ama sadece siyahlarda özgürsün
evet kadın..yalnızlığa mahkumsun
ölümün kendi elinden olucak biliyorsun
evdeki garip huzursuzluksun
işin garibi sen bile kendini sevmiyorsun
seni sevenlere de yalancı diyip geçiyorsun
bakma bana aslında seni pek tanıyamadım
zaten ne işin var bu satırlarda..anlamadım
sen bana alt tarafı bi yabancıydın
ben sana alt tarafı bi yalancıydım

8 Ağustos 2011 Pazartesi

geriye kalanlar


bana sessizliği bağışla
bana sensizliği yaşat
kan kokusu var parmak uçlarımda
ve gözyaşların
izleri hala duruyor yatağımda

bana aptallığı bağışla
bana ölmeyi yaşat
kumla dolu damarlarım
tozlanmış sakallarımla
beni yüzmeye götür
masmavi bir kış baharında

ben eski ben olmayacağım
mezarımı bilmeyecek tanrı
gerçek dostlarım neffret edecek benden
onları hep seveceğim bu yüzden

zaten ne demiş yalanlar sorulara
ya yanlışlar genelde doğrudur hayatta
ya da doğrularımız yanlış gelir zamana

2 Ağustos 2011 Salı

rutinim

eski bi şarkı çalıyor
kalbim ağır ağır atıyor
yıpranmış gözlerimden akan
ucuz bi şarapla aklıma o geliyor
odam karanlık
sigara gibi kokuyor yalnızlık
duvarlarımda aynı soru
neden ölümden önce geldi ayrılık
eski bir şarkı çalıyor
kafamda eski bi film oynuyor
o kadar güzel oynamışsın ki
güzelim
öyle tatlı kandırmışsın ki beni
tek seyircini
sanki bu sefer gitmeyeceksin gibi
bu sefer sonu farklı bitecek gibi
süpriz son olmayacak gibi
her gece izliyorum seni
perdeler kapanana kadar
gözlerim kapanana kadar
umut etmeye halim kalmayana kadar
hayatta süprizlere yer olmayacağını anlayana kadar...

31 Temmuz 2011 Pazar

düşerken



+naber lan
ii ölüyorum
+nasıl
attım kendimi balkondan
+haastir kapatiim rahat konuşamıyosan
yok ya konuş sen muhabbetin ortasında düşersem kusrua bakma ama
+yok ya anlarım merak etme bende bu gece bi yerlere gidelim mi dicektim
zaten para yoktu kanka sktir et
+ee neden ölüyon lan gayet ii takılıyoduk, hatunla da arayı yapmıştın
ne biliim hacı müzik dinliyordum sıkıldım, ekmek almaya çıkmaya üşendim, belki bir kuşun üstünden geçerim dedim hahahaa
+djsadas yavşak ya ulan ölüyon hala geyiktesin
ya kafa üstü gidiyorum aslında kan doldu beyne bunlar son sözlerim olsun yoksa feci saçmalicam
+tamam yaa kapat zat..
ohaaaaaaaaa
+ne oldu lan
hacı aşağıda bi hatun var...aşık oldum lan..hayatımın kadını bu
+fazla üstüne düşme kızın dbsajbdsa
hay aq senin espirin yüzünden ölcem şimdi havada,baya da yaklaştım yere yüzüğe bakıyorum...bakıyorummm
+eee
hastir yaa yüzük felan da yok oğlum..bana baktı şimdi sktir kafayı çevirdim
+bakar tabii oğlum intahar ediyorsun, az sonra yere domates püresi gibi düşünce de kaça kaça gider senden
bahtımı skiiim
+dsadsadasd
gülüyordu ama..dur bi daha bakıcam...gülüyo lan çok güzel...oha kollarını açtı
+kanks evlen sen bu kızla bak ben geçen hatunun üstüne atladım yatakta etmediği küfür kalmadı moralim bitti valla
ışıldıyo lan..melek mi bu laaaannn
+yine geçen gün oturmuşuz hacı açtı televizyonu salak bi dizi
KÜT!!
+alo
+alo
+görüşürüz ortak

27 Temmuz 2011 Çarşamba

otobüs

belediye otobüsünde uyusan
başını kayıtsızca omzuma yaslasan
daha çok var mı ? diye sorsan
var dediğimde iyi desen..gülümsesen
gözlerin kapalı bana mutluluğu göstersen

rüzgar esse belediye otobüsünde
uçuşsa saçların..sen aldırmasan
okşasam saçlarını ben mutlu olsam
yanımızdan gelip geçen arabaları saysak
en güzelini seçip hayal kursak
sen kırmızıyı isterdin ben siyahı
yalandan somurtsan bana sonra maviyi alsak

belediye otobüsü gelse son durağa
el ele devam etsek senle yolculuğa
utangaç bakışlar atsan yerlere
utansam, baktıkça adımlarının zerafetine
yorulsak hayattan, yürümek çekilmez olsa
bir belediye otobüsü gelip bizi alsa

25 Temmuz 2011 Pazartesi


ipim koptu
ağaç kurudu
celladım uyudu
gece oldu
ay doğdu
idam sehpam...gülüyordu
dizlerimin üzerine düştüm
ölemeyecek kadar kötüydüm
yaşayamayacak kadar aşık
sevilmeyecek kadar karışık
maviydi bir zamanlar hayat
şimdi kalbimin her atışı siyah
tanrı vardı ve melekleri..
onlar bize sahip çıkardı
söylesene şimdi
ruhum hangi cehennemde
ne zaman böylesine yandı
kopmuş tırnaklarım, kör gözlerim
koştuğum idamı bile beceremedim
sanırım bu hayattan çok şey istedim
ya onunla hayat..ya ölüm dedim
inanç mı ?
gücün yetmezdi tanrım, bilemezsin!
istediğin kadar yarat, asla kaybetmezsin
işte bu yüzden çektiğim acıyı anlayıp
ölümü bana vermeyi düşünmezsin

22 Temmuz 2011 Cuma

öyleleme

öncelkle
http://grooveshark.com/s/One+More+Cup+Of+Coffee/30ErDO?src=5


bazen aşkın ömrü onunla gözgöze geldiğin o andan ibarettir..barda içkini yudumlayıp ciğerlerinden gelen sessizliğe küfrederken görürsün onu, güzeldir..bakar sana gülümser..gülümsemesi de güzeldir..gülümsemesi aşkın doruk noktasıdır...güzel bi şarkı çalıyordur daha önce hiç dinlemediğin seni diplere çeken...aşkın doruğunda yalnızlığın dibindesindir o an...orda bırakırsın o an'ı günler geçtikçe daha az hatırlamak üzere adını bilmediğin o hisleri yarım kalmış birana atar ve çıkar gidersin...
bazense bir kaç kelimedir aşkın ömrü...aklına gelen ilk saçmalıkları dökersin önüne..ya çok yalnızsındır ya da...ya da acaba diye sormuşsundur kendine...tanışırsın saçma sapan sözlerin üzerine kurulu bi muhabbet olduğu ve bunun saçma sapan bi iş olduğu gerçeği artık senin için gerçek değildir..zaten gerçek nedir, zaten aşk nedir...onun kim olduğunu bilmeden hep onu beklemiş gibi olmak, hep onu beklemişken birkaç sohbet konusu yol gittikten sonra yanlış kişiyle konuştuğunu fark etmek ne kadar gerçektir ki canını böylesine yakar...aradığın şey bir hayalken onun gerçek olduğunu beklemek kadar...oyalanmışsındır aslında hep "merhaba" ve "hoşçakal" kelimeleri arasında...
bazen aşk yoktur...sevişirken o kadar yalnız hissedersin ki kendini, gerçek yalnızlığa o zevk alırken ulaşabilirsin...sadece susmak istersin yalnızlığına çözüm sadece susmak olur bazen...
bazı aşklar uzaktan güzeldir...uzaktan göremezsin seni nasıl önemsemediğini, ölümün hiç gelmeyeceğini düşünen biri gibi, onun hiç kaybolup gitmeyeceğini düşünmen gibi,herşeyin başlangıcı sonuna işarettir ve hayat herzaman o "merhaba" ve "hoşçakal" arasındaki hazırlanmamış kelimeleri söylemekten ibarettir...

20 Temmuz 2011 Çarşamba

sanal

aramak istedim..
aradığınız kalp şu anda başka biri için atıyor
isterseniz sessizce mesaj gönderebilirsiniz
ya da siz çaldırın ruhunuzu biz sizi gömeriz
msn i deneyeyim dedim
zaten baktık da karşı taraf sizi engellemiş
isminizin üzerinde kırmızı bir giremez işareti
hiç fark etmedin mi ayrıldığınız günden beri iletisi değişmemiş
gülen bir surat yanında bir de "sonsuz" kelimesi
facebook nasılmış dedim
bu kişiyi tanıyor olabilirsiniz
en güzel yıllarınız birbirinizi dürtmekle geçmiş
ve gülüşünü bir tek o beğenmiş
veya boşverin çevrimdışı aşkları
pokerde biraz kaybedin kendinize gelirsiniz
sosyomata girdim
beni aslında bir tek sen tanımlıyorsun
ne yazık ki sen de bu sitede yoksun

18 Temmuz 2011 Pazartesi

içimi döktüm sadece

karikatür okuyup içiyorum
içip içip sövüyorum
sigaranın gözüme kaçan dumanına
bilgisayarımın yavaşlığına
onu kaybedişimin yavşaklığına
yavşaklara
mutlu olmak istiyorum
gülümsemek değil amacım
gerçekten hissetmek istiyorum
gülümsemeyi
gerçekten görmek istiyorum
gözlerimde birkaç ışık
olamıyorum..kandırıyorum
diğer insanları kandırmak kolay da
kendimi kandıramıyorum
artık kendim olmayı kaldıramıyorm
sanal hayata yazıp hissettiklerimi
sanal doyumlara ulaşmak yeter mi
yoksa ait olduğum yer
o çok sevdiğim denizin dibi mi
bilemiyorum
ne gücüm var ölmeye kabul ediyorum
ne de artık kendimle baş edebiliyorum
yürürken ıssız bir kalabalığın içinde
kalbim inerken soğuk bir bataklık dibine
kimseye dökemezken içimdeki oyuncakları
bitiyorum, gerçek başlangıcın peşinde

14 Temmuz 2011 Perşembe

eskaza




burada
yağmurun altında
ıslak saçlarım
ve eskimiş yalnızlığımla
bekliyorum

bazen istiyorum, 
gitsem artık diyorum
gidemiyorum ..
beceremiyorum gelen geçen araçlara
dur..diyemiyorum

elimde, hatıralara sarılı bir şarap şişesi 
gizli gizli içiyorum umutlarımdan habersiz
kırmızılığı akıyor gözlerimden içeri
yansımasında bir yüz, bir ben ki kalmış bensiz

ışığın karanlığa aşkı 
nasıl mutlu biter
hangi güzel şarkıyı 
kedersiz biri söyler
ancak ölüme bir yolcu
sevdiğini bırakıp da gider

11 Temmuz 2011 Pazartesi

umursama

boşver
ben çoktan unuttum
yalnızlığa vurulup
umutsuzluğa tutundum
uzaklaş
sensizliğin bi köşesinde
yarı tanrı yarı ayyaş
ölürüm belki de
yüzümde bi gülümseme
aldırma
zaman aldırmıyor bizim gibilere
gitme.
umurumda değil,
sen beni görmesende
beni sensizliğe kör etme
sevme
umurumda değil
ama hava soğuk olduğunda
nefesini görebileyim gizli bi noktada
sönme
umurumda değil
beni kanser et, ama
dumanın tütsün hep bi dudağımda

4 Temmuz 2011 Pazartesi

yine

yine aldattı güneş tutkularımı
yine söndü hayat ezip geçerken duygularımı
yine bir damla ölüm kaldı geriye
yine hayat içti kanımı 
aldattı yine tanrı şeytanı
ve bunu kimse anlamadı


(teşekkürler breeze heavenly)

kar - ışık

uzun lafın kısası
seni "hala" seviyorum
uzun ömrün kıssasını
susarak anlatıyorum
farkındayım artık
ne bir gün gelir biter herşey
ne bir gün biter sen gelirsin
biter herşey...
okundum - bittim,
şimdi rasgele açıyor sayfalarımı hayat
o yüzden bu dengesizliğim
neyse
uzun lafın kısası
karmaşada tek doğru yolu seçtim
ipin ucuna kendi ayaklarımla gittim
şimdi daha net herşey
senle kötü birşeylerdim
sensiz...hiçliğim
http://fizy.com/s/1chbk1

21 Haziran 2011 Salı

aşkım, yalnızlığım, sonum, esaretim, lanetime

benden adam olmaz
nasıl olsun...
yıllar geçmiş ikimizden
sevdalar geçmiş üstümüzden
ben hala seni özlerken
ufacık bir umudun peşinden
kocaman bir gülümseme bırakırken
hem de çocuklar bile bana gülerken
gece kafamdan geçtiğinde
yukarı kıvrılmış dudaklarıma yaşlar süzüldükçe
senden yar olmayacağı aklıma girdikçe
benden adam olmaz dedikçe...
benden adam olmaz
nasıl olsun
belki şu an aklındayım
ve bana gülüyorsun
olsun
gölgeme düştükçe gölgen
kimse benim kadar sana yakın olmayacak
biliyorsun

15 Haziran 2011 Çarşamba

görüşürüz



bitkinim
biraz yeşil, biraz çiğli
çoğu zaman sessiz
neredeyse sensiz
hasretim
beni kurutacak güneşe
kucaklayacak geceye
köklerimden beslenecek böceklere
kafiyesiz
ve kifayetsizcesine
sana
kurşun deliklerinden bakarken bana
üzerime düşen su damlacıklarında
sana kim hediye etti beni diye bişey takıldı aklıma
ya akılsız bir sevgili
ya işgüzar bir müşteri
ya da
şu vakit
kafasında kurşun deliği olan
kanlı dudaklarıyla gülücük saçan
çürük gül kokan
sen
depresyon kraliçem

14 Haziran 2011 Salı


anlamanı beklemiyorum
bu semavi karanlık sadece benim
çakılıyor toprağa ruhum
hem gökyüzü hem toprak benim
gülün kokusuyla yıkanıp
dikenin acısıyla kirlenirim

ne bir sebebi var gülüşümün
ne de vakitli olacak ölümüm

anlamanı beklemiyorum
kahkahalar atarken çürüyorum
ciğerlerimi doldurup keyif sigaramla
ardından kapkara bir keder üfüyorum

9 Haziran 2011 Perşembe

köpek öldüren

tanıdığım herkes kadar çirkindi ruhun
ama ben senin o güzel gözlerine vuruldum
zaten boğulmak için atmıştım kendimi sana
sadece kalbim kırıldı karaya vurunca
seni hiç tanımasaydım
hep bi parça eksik kalsaydım
hiç şiirlere bulaşmasaydım
daha mı güzel olurdu hayat
sen gibi ölümü arzulamasaydım
sigara kokardın her ilkbaharda
ağrılı ve yavaş bir ölüme neden oluyorsun
sarhoş ederdin gönlümü gözyaşlarınla
lakabın köpek öldüren olsun

20 Mayıs 2011 Cuma

nomesanctus

cehennemden sıcaktı tutkumuz
ve cennetin üzerindeydi mutluluğumuz

an gelir kaybolurduk su damlalarında
an gelir var olurduk rüzgarın şarkılarında

bir yudum şarabı paylaşırdı dudaklarımız
sarmaş dolaş olurdu sarhoş ruhlarımız

derken...

bir sabah...

uyandım...

gözlerine baktım...

çıldırdım!

gülümseyen yüzünde donuk iki beyaz hale
hangi tanrı çaldı mavilikleri söyle!
ellerini tutmamışım gibi bütün gece
neden soğuklar, nasıl üşüyorlar böyle !

saçlarını okşadım...

kalbine süzüldü gözyaşlarım...

kanlar içinde sokuldum yanına
geride son bir gülümseme bıraktım
aslında bunu hep biliyordum
senle sonsuzluğa sonumuzda kavuşacaktım..

15 Mayıs 2011 Pazar

kuytu

"gözüm tutmadı bu uykuyu
 rüyadan çok yalandı sonu"

beceriksizce sarılmıştı halbuki
sanki ilk kez kabus görür gibi
yavaş yavaş açarken gözlerini
perdeledim dudaklarının güzelliğini
işte o zaman anladı terk edildiğini

"uyuduğumu sanırdı gece
 bense sadece rol yapardım
 gündüze mahçup düşmesin diye"

çarparken kapıyı kanlar arasından
bir gülümseme fısıldadı sanki ardımdan
ölüm galiba böyle birşeydi
ne zaman geldiğini ne katil
ne aşık bilirdi..
ve ne zaman biteceğine aşkın
sadece ölüm karar verirdi

"gülümsedi arkasından ruhum
 nasılsa cehennemde görüşecektik
 ve ölü yüzüme yansıdı huzurum
 evet..ikimizde katildik"

15 Ocak 2011 Cumartesi

görüşürüz elbet

gözlerimde ölüm soğukluğu varmış
sözlerim mezar taşına layıkmış
bana bu tiple anca kefen yakışırmış
ruhsuz adamın kalbi mi atarmış !!

.
.
iyi be sonunda beni anlayan biri çıkmış :)

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...