24 Ağustos 2016 Çarşamba

karşımda duran sensizliğe bakıp iç çektim.baktığım şey boyası dökülmeye yüz tutmuş tavandan başka birşey değildi ve saat daha sabahın yedisiydi.yani işe gitmem gerekliydi. çoktan vaz geçtiğim şeylerin arasına ki yemek yemek de bunların içerisindeydi henüz bilgisayar oyunlarımı eklememiştim. o yüzden gidip para kazanmam lazımdı. bu kadar basit. heyecanımı yıllar önce yıkılan bir binanın altında bırakmıştım. oyunlar ise bu yıkıntıların arasından kırık aynaların yansıttığı gölgeleri zihnimin bir köşesine hapsetmemi sağlayan birer araç haline gelmişti.  
"kaslı vücudunu saran parlak zırhlar içerisinde ejderhalarla savaşan ve güzel kadınları büyücülerin ellerinden çekip aldığı gecelerin sabahında artık rengi solmuş siyah gömleği,dağınık saçları ve sersem bakışlarıyla metrobüs kuyruğunda bekleyen bir adam " ekşi sözlükte ismimin tanımı olabilirdi gayet. 

Hiç yorum yok:

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...