13 Nisan 2025 Pazar

Karanlık

                                                                           Bölüm 1

   Başlangıçta ne zaman vardı ne de doğa. Hırs, kin, ihtiras yoktu mutluluk, hayaller ve aşk da ha keza. Karanlık bugünkü anlamını kazanmamıştı henüz, aydınlık yoktu zira. Belki de karanlığı huzura eş değer gören bizler, ilkel beyinlerimizde o yokluğu bir şekilde hissedebilmişizdir. Kim bilir? Belki de mutlak yokluğu bir dakikalık mutluluklara tercih etme sebebimiz de bu bilinç ötesi kavrayış halidir. Ne olursa olsun ama ufak zevklerin, ne kadar gerçekçi gözükürse gözüksün asla gerçekleşmeyecek hayallerin peşinden ayrılınca insan fark ediyor; kaybettiklerinin, kurtulduğu şeyler yanında nasıl da ufacık kaldığını. Mesela, iş yerinde asla patron olamayacaksın evet ama asla hırslarının kölesi de olmayacaksın. Seni seven kimse kalmayacak belki ama sana verilen kısacık ömrün değerli dakikalarını kimsenin beğenisini almak için boşa harcamayacaksın. Bir kaç saniyelik zevkler için bir ömür sürecek pişmanlıklar yaşamayacaksın...
    
    Her sabah, uyandıktan sonra, çırpınmaya başlıyorsun. Karanlığın meltemi ne de güzel sarmıştı seni halbuki. Uyuduğunda bir anlamı kalıyor mu hayatın? Öyle ya sana hep telkin ettikleri şeylerden birisi  "hayatının bir anlamı olmalı" değil mi? O anlamı asla bulamayacaksın, çünkü öyle bir şey yok. Yalnızca oltadaki bir yem daha. Neyse dönelim uykumuza. O anlamsızlık, o karanlık hâli olmasa nasıl tahammül edebileceksin aydınlık, kaos dolu hayatına? Edemezsin, kimse beceremez bunu emin ol. Önce zihnin çöker sonra bedenin ve fark etmezsin bile fişini çektiklerinin. Peki neden bu korkunun sebebi ? Yalnızca karanlık karşındaki, büyük hiçlik; ona anlam yükleyen sensin.  Sana dayatılan aydınlık fikirlerin esiri oldukça, asla özgürce yürüyemeyeceksin karanlıkta.

Hiç yorum yok:

sana bakıyorum

yine toplamışsın kara bulutları üzerine kaçışacak hepsi aslında bir savursan eteğini yine biriktirmeye başlamışsın yağmurları gözlerinde kap...